Yapay zekâ dünyasında son iki yılda öyle bir hız vardı ki… Hani Interstellar’da Cooper’ın “Bir saatimiz dünyada yedi yıl” muhabbeti var ya? İşte o hız.
API çıktı → model güncellendi → RAG’ler patladı → her yer prompt → sonra bir sabah kalktık: MCP diye bir şey doğmuş.
Ben de tam bu hengâmede Plugged.in’le tanıştım.
Ve ilk izlenimim şuydu:
“Bu çocuklar AI için bir ‘traffic control tower’ inşa ediyor… Hem de geliştirici kafasıyla.”
Birazdan göreceksin, Plugged.in sadece bir ürün değil; AI araçlarına kafa gözü açık yaklaşan biri için oyunun kurallarını değiştirebilecek bir platform.
Hazırsan başlıyoruz. Kahveni kap, kemerlerini bağla.
(“Bunu bize kim yaptı Morpheus?” — Senin ekibe MCP anlatacağın gün bu repliği kullanırsın.)
1. Plugged.in Nedir?
Kısa tanım:
AI uygulamaları geliştirirken kullandığın tüm araçları, konteksleri, belgeleri, MCP serverlarını, modelleri tek bir kontrol panelinden yönetmeni sağlayan bir AI Control Plane.
Uzun tanım
“API key neredeydi?”
“Bu belgeyi hangi RAG’e yüklemiştik?”
“Ya bu tool’un production versiyonu hangisi?”
“Şu işleyiş staging’de niye çalışıyor ama prod’da çalışmıyor?”
→ Plugged.in hepsini bir araya topluyor ve sana bir cümle söylüyor:
“Baba, hepsini ben kontrol ederim. Sen feature’a odaklan.”
Teknik tarafını açıyorum.
2. MCP (Model Context Protocol) – Plugged.in’in Kalbindeki Teknoloji
MCP, AI istemcileri ile araçlar arasında standart ve güvenli bir iletişim protokolü.
Yani:
- Tool’ları bağlarsın.
- Belgeleri sisteme öğretirsin.
- AI modeline “şu kaynakları kullanabilirsin ama şunlara dokunma” dersin.
- Ve her şey interoperable, yani Lego gibi.
Plugged.in burada bir adım öne çıkıyor:
MCP serverlarını tek bir proxy üzerinden yönetmene izin veriyor.
Bu da demek oluyor ki:
- 10 farklı tool server’ını bağladın → Plugged.in hepsini tek borudan geçiriyor.
- Workspace yapılandırmalarını merkezileştiriyor.
- Hatta bazı servisleri hot swap eder gibi anlık değiştirebiliyorsun.
“Bu sahneye Inception gibi bir şey oldu.” diyebilirsin, haklısın.
Katman içinde katman. Proxy içinde proxy. Tool içinde tool.
Ama tam da bu yüzden ölçeklenebilir.
3. Doküman Yönetimi & RAG Altyapısı – James Bond’un Gadget Çantası Gibi
Plugged.in’in “Docs” özelliği tam bir RAG motoru aslında.
- PDF, Word, web sayfası vs. yüklüyorsun
- Embedding + index işini kendi hallediyor
- Sonra AI tarafında bu konteks merkeze bağlanmış oluyor
Yani aynı workspace içinde 10 farklı set olabilir:
- Müşteri destek veritabanı
- Eğitim materyalleri
- API şemaları
- Ürün grammatik kuralları
- Teknik dökümanlar
- Fiyat tabloları
Bunların hepsini model senin adına doğru zamanda çağırıyor.
Burada sevdiğim konu şu:
Sistem “full RAG platformu” diye kasılmıyor.
Daha sade: “Kardeşim, konteks lazım değil mi? Al işte.”
Yeterli minimalistlik.
4. Güvenlik — “Liam Neeson modu: I will find you, and I will encrypt you.”
Plugged.in’in güvenlikle ilgili vaatleri iddialı:
- AES-256-GCM şifreleme
- Workspace bazlı izolasyon
- Token güvenliği
- Merkezi audit log
- Gizli veri yoksa bile “her ihtimale karşı” izolasyon yapısı
Bu yapıya bakınca aklıma Taken’daki o sahne geldi.
Hani Liam Neeson telefonu açıp o efsane repliği bırakıyordu ya:
“I have a very particular set of skills…”
Plugged.in de aynı şekilde “Ben veriyi şifrelerim, izlerim, güvenli tutarım” diyor.
Teknik olarak bakıldığında proxy architecture ve workspace isolation güçlü tasarım seçimleri.
Bunlar çoklu model kullanılan yerlerde ciddi avantaj sağlar.
5. Plugged.in Bize Ne Kazandırıyor?
✓ 1. Kurumsal AI entegrasyonlarında huysuzluk çıkaran 10 farklı tool’u tek noktadan kontrol
Devopscunun “gene mi environment değişti?” bakışı tarih oluyor.
✓ 2. Ar-Ge süreçlerinde Model Switching çok kolay
GPT mi? Claude mu? Llama mı?
“Kim boss şu an?” diye sorup değiştiriyorsun.
✓ 3. RAG setup derdini 0’a yakın hale getiriyor
“Embedding nasıl yapacağım, hangi vektör DB?” tartışması yok.
Direkt yükle → kullan.
✓ 4. MCP ile uyumlu AI uygulamaları yazmayı basitleştiriyor
Yeni başlayan birine bile anlatması kolay.
(“Oğlum bak bu tool. Bu da server. Bu da proxy. Gel birleştirelim.”)
✓ 5. En önemlisi: Karmaşa azalıyor
Ben buna “developer mental health bonusu” diyorum.
6. Kurumsal Güvenlik, Sertifikasyonlar ve “Bu İşin Arkasında Kim Var?” Meselesi
Burada durup bir gerçekliği teslim etmemiz gerekiyor:
Plugged.in’in arkasındaki ekip öylesine bir startup ekibi değil.
Arkasında Cem Karaca var.
Geliştirici dünyasında zaten bilinen bir isim, ama bilmeyen için özet geçeyim:
- Veriteknik’in kurucusu
- Türkiye’de yıllardır bankaların POS, ödeme sistemleri, kritik finansal trafiklerinin geçtiği altyapıları yöneten bir yapı
- Dolayısıyla “güvenlik” kelimesi onlar için slogan değil, günlük operasyon
Bu da Plugged.in’e şu çok önemli avantajları getiriyor:
✓ 1. PCI DSS kültürünü içeren bir altyapı
Bir şirket PCI DSS ile yıllarca uğraşınca olay “sertifika” olmaktan çıkar, kültür olur.
Aynı düşünce şeklinin Plugged.in mimarisine yansıdığını hissediyorsun.
✓ 2. Finans sektörü tecrübesi = yüksek güvenlik refleksi
Ödeme sistemlerinde hata affedilmez.
Bir POST /api/charge çağrısı bile yanlış giderse olay büyür.
Bu deneyim Plugged.in’e “bankacılık kıvamında güvenlik” refleksi kazandırıyor.
✓ 3. Kurumsal satışlarda güven bariyerini azalıyor
Kurumların ilk sorduğu:
“Bu ürünün arkasında kim var?”
Veriteknik ismi özellikle finans ve kurumsal altyapı ekipleri için ciddi bir referans.
✓ 4. “Ekosistem genç” doğru… ama “ekip olgun”
MCP yeni, Plugged.in yeni…
Ama ekibin “kritik veri altyapısı” deneyimi yeni değil.
7. Eksileri / Dikkat Edilmesi Gerekenler
❗ 1. MCP ekosistemi hâlâ genç
Protokol kendisi genç, bu gerçek.
Ama Plugged.in ekosistemde erken ve doğru mimari ile konum aldı.
❗ 2. Yine de kurumsal denetim belgeleri sorulmalı (iyi haber: ekip bu dünyanın içinden geliyor)
SOC2 / PCI DSS gibi belgeler ürün bazında talep edilmeli — bu bir kural.
Ama Plugged.in’in arkasındaki Veriteknik yıllardır bu sertifikasyonlarla çalışan bir ekip olduğu için güvenlik yaklaşımı oldukça olgun.
❗ 3. Ürün genç, ekip değil
Plugged.in’in referansları henüz uçuşa geçmemiş olabilir…
Ama ekibin referansları zaten finans sektöründe yıllardır biliniyor.
Teknik açıdan eksi listesi kısa.
Geri kalan tamamen güven ve ekosistem olgunluğu konusu.
8. Kimler Plugged.in Kullanmalı?
🚀 Startuplar
Hızlı MVP → hızlı POC → hızlı pivot isteyen ekiplerin rüyası.
🏢 Kurumlar
Modeller arası merkezî yönetişim isteyenler için ilaç.
🧠 “Ben her modeli kullanacağım, her tool’u bağlayacağım, hepsini de yönetilebilir tutmam lazım” diyen AI geliştiricileri
Doğrudan hedef kitle.
🔥 Bütün işini AI asistana bağlayan power user’lar
Evet, ev halkına bile “sen de bir MCP server’sın” diyen güruh.
9. Son Söz – “Bu İşin Bir Kontrol Odası Lazımdı… O da Geldi.”
Plugged.in’i özetle şöyle anlatayım:
“AI araçlarının, modellerinin, dokümanlarının, prompt mimarisinin, RAG’inin birbirine girdiği bir evrende…
Plugged.in, o koca gemiyi kullanan küçük ama yetenekli mürettebat.
Kaptan sensin, ama gemiyi gerçek zamanlı kontrol eden onlar.”
AI ile çalışan herkes bilir:
Bir yerden sonra araç bolluğundan boğulursun.
Her şey güzel ama koordinasyon çöker.
Plugged.in işte burada tam bir “organizatör” gibi devreye giriyor.
Düğün salonunu toplamaya gelen ekip gibi.
(“Abi biz hallederiz, sen takıl.”)
Teknik olarak güçlü, mimarisi temiz, vadettiği yönetişim etkileyici.
Ekosistemin nereye evrileceğini bilmiyoruz ama Plugged.in kesinlikle “oyunda kalacak” oyunculardan biri.
Peki senin işine ne kadar yarar? Eğer farklı AI araçlarını, modelleri ve dokümanları yönetmekle uğraşıyorsan, Plugged.in tam bir oyun değiştirici olabilir. Kendi projende nasıl kullanabileceğini hayal et: Modellerini bir araya getir, dokümanlarını organize et, tüm süreci tek merkezden kontrol et. Senin iş akışını ne kadar hızlandırırdı, ne kadar kolaylaştırırdı? Bizimle paylaşabilir misin?